Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÜNDEM MAK-ARASI Bir protip olarak İran Ulusal Kurtuluş Devrimi

"Persembe" günü "Kirmanşah" gibi "Kürt"lerin ve Sünni halkın yoğun olarak yaşadığı şehirde "Yüksek Fiyatlar" sebebiyle ayaklanma yaşandı. Ayaklanmada Sünni âlimler ve Sünni halk protestoların önünde yer aldı. Cuma günü ise 10 İran şehri protestolara katılarak "İran'ın Suriye'de operasyonlarını durdurması" çağrısı yaptı. Cuma gününden Ctesi gününe protestolar tüm kesimden insanların katılımıyla ülke geneline yayıldı. Protestolarda belli bir kesim göze carpmazken herkesimden katılımlar olduğu ve halkın "İran politikaları başta olmak uzere, rejimi sorguladığı" görüldü. Perde arkasında İran'a ABD tarafından yüklenen misyon gözardi edilerek kalkismada ABD parmağı arayanlarin İran'ın Irak, Suriye, Lubnan, Yemen, Ürdün gibi ülkelerde hangi misyon ile bulunduğunu ve İran İstihbarat Başkanı "Kasım Suleymani 'in Şii Hilali" projesini nasıl uygulamaya aldığını, Irak petrolleri sebebiyle Türkiye'...

GÜNDEM MAK-ARASI Hizb-u Demokrasi

Aramızda Usul ve Metod farklılığı olmasına rağmen  Müslüman'a yapılan muamelenin yanlışlığını savunmak veya bu muameleye sessiz kalmak başka türlü bir metod yanlışlığı ortaya çıkarır. 58 Hizb-u Tahrir mensubuna 285 yıl ceza veren Yargıtay 16. Ceza Dairesi "  “Hizb-ut Tahrir, bugüne kadar herhangi bir şiddet eyleminde bulunmamış ve amacında şiddeti öngörmediği belirlenmiş ise de, amacı zaten kendi içerisinde şiddeti öngörmektedir. Rejimin demokratik yollarla halkın desteği ve sempatisini kazanarak yıkılması mümkün olmadığından mutlaka şiddete başvurması gereklidir. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir bir terör örgütü kabul edilmiştir.” diyen Fetö'cü hakimlerin gerekçeli kararı üzerine bu cezayı kesiyor. Yani şiddet yolunu kullanmıyor ama Demokratik Rejimi yıkmak için her an silaha sarılabılır çünkü bu zihniyete sahiptirler o halde Demokrasi karşıtı örgüttürler. Bu karara göre demek oluyor ki her kim kendisine "İslâmî Kurtuluş Yolu" bağlamında bir fikir seç...

YAĞMURCU (17)

Suat İstanbul'da bıraktığı fizik cihazını istedi. Filistinli gençler okumak için Turkiye'yi de tercih ediyorlardı. Bugün Suat'ın arkadaşları ile buluşup cihazı almam ve yarın yola çıkmam gerekiyor.. Suat önce "Yunanistan" daha sonra "Türkiye" ordanda "İran"a gelmiş okuma azmi çok kuvvetli birisiydi. Babasının onca para harcamasına karşın nedense hiçbir yerde dikiş tutturamadı. -Burada da barınamazsan ne olacak peki? -Babam beni gönderecek bir yer bulur. Hem olmazsa Ürdün'e geri dönerim. Filistinli olmasına rağmen dünya umrunda değildi. Hiç olmazsa halkı için birşey olmaya çalışsaydı. O'nun vurdum duymaz tavrı beni rahatsız ediyordu. Ama Sakine öyle değildi. Erkek gibi ve çoğu zaman Suat'a da  nasihat ediyordu. O da arkadaşı Ennare bile korkuyordu ondan. O haram bu haram, bir haram deyişi vardı Ennare "Haram" kelimesini duyunca köşesine çekilen masum bir kediye dönüşüyordu. Birgün Sakine Ennare'ye yapacağını...

AYASOFYA

'Beytu'l-Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır!' buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muaz'ın) dizine vurdular ve: 'Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi.' buyurdular." Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalâtu vesselâm'ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh)'dir.)" [Ebu Davud, Melahim 3, (4294). Beytu'l-Makdis, Mescidu'l-Aksa denen Kudüs şehrindeki mukaddes mesciddir. Bugün orada "Süleyman Mabedi inşası için kazılar yapılıyor, Mescidin altı oyuluyor. Orada yaşanacak bir çökme veya bu kazı çalışmaları yeniden imar anlamına gelebilir. Kudüs'ün başkent ilan edilmesi bu işlemin hızlandırılması anlamına geliyor olabilir. Yesrib, Medine-i Münevv...

Gündem Mak-arası Filistin / Ku(imin)düs Biz-im-(dir)

1991 yılında İrak Saddam Hüseyin'in Kuveyti  işgaline karşı çıkmasına rağmen bölgenin bir stratejik güç kazanımı için destek veren FKÖ'nun bu tavrına Kuveyt nasıl  cevap vermişti ? 400.000 Filistinli'yi sınır dışı etmiş ve Suudi Arabistan mali yardımları kesmişti. Ne hikmetse Barış Sürecini başlatan da bu iki ülkedir. Hangi pozisyonda bu süreci başlattıklarını bugün İsrail'in Suudi Arabistan kralını "Arapların Lideri" olarak takdim etmesinden anlıyoruz. Yani Filistin üzerinde de bir güç var. Bugün  "İslam Teşkilatının" aldığı "Doğu Kudüs'ün" BAŞKENT ilan edilmesi kararının altında ne var sizce ? "1999 yılındaki Şarm el-Şeyh memorandumunda nihai statünün belirleneceği tarih olarak belirlenen 13 Eylül 2000’e iki ay kala, 13 Temmuz 2000’de Arafat ve Ehud Barak ABD başkanı Clinton’ın ev sahipliğinde Camp David’de bir araya geldiler. Basına kapalı olarak yapılan görüşmelerde, İsrail’in şimdiye kadar Filistin tarafına ver...