Ana içeriğe atla

GÜNDEM MAK-ARASI Bir protip olarak İran Ulusal Kurtuluş Devrimi



"Persembe" günü "Kirmanşah" gibi "Kürt"lerin ve Sünni halkın yoğun olarak yaşadığı şehirde "Yüksek Fiyatlar" sebebiyle ayaklanma yaşandı. Ayaklanmada Sünni âlimler ve Sünni halk protestoların önünde yer aldı. Cuma günü ise 10 İran şehri protestolara katılarak "İran'ın Suriye'de operasyonlarını durdurması" çağrısı yaptı. Cuma gününden Ctesi gününe protestolar tüm kesimden insanların katılımıyla ülke geneline yayıldı.

Protestolarda belli bir kesim göze carpmazken herkesimden katılımlar olduğu ve halkın "İran politikaları başta olmak uzere, rejimi sorguladığı" görüldü.


Perde arkasında İran'a ABD tarafından yüklenen misyon gözardi edilerek kalkismada ABD parmağı arayanlarin İran'ın Irak, Suriye, Lubnan, Yemen, Ürdün gibi ülkelerde hangi misyon ile bulunduğunu ve İran İstihbarat Başkanı "Kasım Suleymani 'in Şii Hilali" projesini nasıl uygulamaya aldığını, Irak petrolleri sebebiyle Türkiye'ye karşı Merkezi Irak Hükümeti ile birlikte hareket ettiğini ya bilmiyorlar ya da unutmuşa benziyorlar.


7 yıldır Suriye'de ve ondan önce Lübnan ve Suriye başta olmak üzere Irak'ta savaşan İran'ın "Ekonomik Anlamda" halkına yüklenmesi ve Şii unsuru Hz. Mehdi inancı etrafında bu bölgelerde savastirmasi sonucunda halkın tepki vermesini herşeyi "Yahudi Oyununa" bahlayanlarin Abd'ye bağlaması gibi bir uydurma. Halk ölmekten ve ekonomik dar boğazdan bıktığı için "Gazzeden, Lubnandan banane, ben İran için varım !" diye slogan atıyor. Atılan slogan bile işin içinde tabi unsurların olduğunu görmeye yeter.

Devrim Muhafızlarının bile ayaklanan halka müdahale etmeme kararı aynı zamanda İran meclisinde bazı vekillerin ayaklanan halkı haklı bulması "Bu sistemin İslami rejim olmadığını" dile getirmesi yine bu "Komplocu" kesime birşey anlatmalı değil mi?

Her gün 10 kişiyi idam eden  özellikle bu kişilerin Sünnî Kürtler olması olayların neden "Kirmansahta" başladığını anlatmaya da yetmelidir.

Yine çoğunluğu Sünni Kürtlerden oluşan "Ensar-ul Furkan" silahlı militan grubun ülke geneline yayılan herkesimden destek bulan ayaklamanin mimari olduğu bilinmeden işi ABD 'ye bağlayan ve sıranın Türkiye'de olduğunu söyleyen komplo teorisyenleri vakianin  mahiyetini bilmeden Şii İran rejimine Suriye'de Sünni kadınlara tecavüz eden direklere bağlayarak yakan, işkence eden çocukları katleden evet katleden İran'a destek olalım diyecek kadar sereften yoksun sözler sarf edip destek olmaları gerektigini çünkü işin arkasında ABD olduğunu utanmadan soyleyebiliyorlar.

Öte taraftan "Kerkük" meselesinde Şii İran'la iş tutanlar Suriye üzerinden İran Halk Ayaklanmasını "Suriyeli bebelerin ahina" bağlıyor, İran'ın bu ayaklanma ile bir an önce haritadan silinmesi için dua ediyorlar.

İran'in PKK'ya bağlı PJAK kolu ise tüm kesimlere ayaklanma etrafında  birlik olma çağrısı yapıyor.

Ayaklanmayı başlatan İran'in "Belucistan" sınırında silahlı mücadele eden Sünni Kürt Militan grubu "Ensa-ul Furkan" , ayaklanmayı yönlendiren PJAK, çağrıya cevap verip  önde yürüyen Sünni Kürt âlimler, Allah'u Ekber diyerek peşlerinden giden halk, İran mollari tarafından şiddetli haksızlık ve zulüm gören herkesimden düşünceden topluluk ise bunların peşinde !

1979 da İran'da Şii devrimi olduğunda bunu İslam devrimi kabul eden ve Türkiye'de devrimcilik oynayan şimdiki zamanın entel dantel vekil İslamcı yazar zamanın kaşar hocaları bu Sünni Devrime sırf arkasında Kürtler olduğu için ne diyeceklerdir bu gerçek devrimcilerin merak konusudur.

Bu arada "Tebriz Azeri Türkü" olan Al-i Hamaney'i istifaya çağıran halk, dönemin en büyük problemininde çözümüne kapı aralamiştir.

Al-i Hameney "Mehdi veya Mehdi ile bağı olan Ender bir kutsanmış varlık değildir." Hamaney'i istifaya çağıran Şii itikadına mensup insanlar Hameney ve Hameneye kul köle olan Şii itikadına mensup halka  bu ihtarida yapmış oldular.

Bu anlamda İran Suriye gibi bir sonuç dogurmayacak ama Kürt yayılmacı politikası sebebiyle Türkiye'nin hedefinde olacaktır diye düşünüyorum.

TAYYİP GÜLMEZ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Kim, Kim"dir -Horuzun Öttüğü Vakit - (2.Bölüm)

Günümüz Müslümanlarının en büyük problemi Hz.Mehdi asm var mı yok mu düşüncesi. Kur'anı Kerimi aklı ile anladıktan sonra ''Peygamber''e de luzum bırakmayan bir topluluk için elbette ''Melhameler'' yani meydana gelen hadiselerin bir önemi yoktur.  Tıpkı ''Meteryalist'' kafadakilerin bunlar ''Metafizik'' saçmalıklar diyip kestirip atması gibi. Peygamber''e luzum ve ihtiyaç bırakmayan yani ''Peygamber''siz İSLAM, daha doğrusu ''Diyalogçu'' zihniyetindeki adamlara aradan ''Peygamber''i çıkardığında İSLAM'da kalmaz dediğinde ''aval, aval'' suratına bakar. Bir kişinin ''Müslüman'' olması ancak ve ancak ''Peygamber''e BİAD ile mümkündür. Kur'anı Kerimde ''Allah ve Resulüne'' itaat emri bunlara uğramamıştır. Peygamberi aradan çıkardığında ''ŞERİAT''e kalmaz. ŞERİAT Peygamber a...

GÜNDEM MAK-ARASI

KIY-AMET  / GÜL-MEZ Sayın Okuyucular Bugünlerde her ne yazsam gündem öyle bir hızla değişiyor ki ne diyeceğimi ne konuşacağımı şaşırıyorum. Sanki bütün dünya birleşmişte beni yalancı çıkarmak için uğraş veriyor. Tam bir -BAŞ-MAKALE yazıp ünlü olayım diyorum, bi bakıyorum bir anda gündem değişiyor. Benim dediklerim çöpe gidiyor tabi. Şimdi nerden çıktı şu Mescid-i Aksa ? Ne güzel konuşuyor yazıyor çiziyor size de bal gibi okutuyordum. Ben ne talihsiz adamım hiç mi hayatımda bir gün bile yüzüm Gül-meyecek ! Anam adımı Tayip Gülmez koymakla bana kötülüğün en büyüğünü etmiş mi oldu şimdi? Gerçi anamın ne suçu var  Dünyada  artık öyle şeyler oluyor ki, kim olursa olsun YALAN söyleyen herkesi hiç abartısız ANLINDAN mıhlıyor. Ve söylediklerini boşa çıkarıyor. Ne kadar PUTU dikilmiş heykel varsa bir bir yıkılacak bir zaman diliminin içine düştük sanki. Bende kalem sallayan halkın aklına üfleyen bir sanatkar olarak galiba böyle bir PUTSAL duruşun yı...

AYASOFYA

'Beytu'l-Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır!' buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muaz'ın) dizine vurdular ve: 'Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi.' buyurdular." Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalâtu vesselâm'ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh)'dir.)" [Ebu Davud, Melahim 3, (4294). Beytu'l-Makdis, Mescidu'l-Aksa denen Kudüs şehrindeki mukaddes mesciddir. Bugün orada "Süleyman Mabedi inşası için kazılar yapılıyor, Mescidin altı oyuluyor. Orada yaşanacak bir çökme veya bu kazı çalışmaları yeniden imar anlamına gelebilir. Kudüs'ün başkent ilan edilmesi bu işlemin hızlandırılması anlamına geliyor olabilir. Yesrib, Medine-i Münevv...