AYASOFYA

'Beytu'l-Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır!'

buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muaz'ın) dizine vurdular ve:

'Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi.' buyurdular."

Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalâtu vesselâm'ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh)'dir.)" [Ebu Davud, Melahim 3, (4294).

Beytu'l-Makdis, Mescidu'l-Aksa denen Kudüs şehrindeki mukaddes mesciddir. Bugün orada "Süleyman Mabedi inşası için kazılar yapılıyor, Mescidin altı oyuluyor. Orada yaşanacak bir çökme veya bu kazı çalışmaları yeniden imar anlamına gelebilir. Kudüs'ün başkent ilan edilmesi bu işlemin hızlandırılması anlamına geliyor olabilir.

Yesrib, Medine-i Münevvere'nin cahiliye devrindeki eski adıdır.  Suudi Arabistan'ın en son ABD ile geliştirdiği ilişkiler ve yakınlaşma Ortadoğu'daki devletlerin yakından takip ettiği önemli bir gelişme. Başta Türkiye olmak üzere İran Suudi Arabistan'ın özellikle Lübnan ve Kudüs konusunda aldığı politik tavrı sert şekilde elestirmislerdi. Bölgeden Rusya'nın çekilmesi ile Suudi Arabistan'ın hedefte olduğu gayet net bir şekilde anlaşılıyor. Suudi Arabistan'ın varlığının devamı için İsrail ve ABD ile girismis olduğu yakınlaşma çözüm olmayacakmis gibi duruyor. Aynı zamanda kutsal mekanlara hakimiyet davası İslam Liderliği etrafında düşünüldüğünde önemli bir konu olduğu görülüyor. Ancak buradaki asıl hesap Kabe'nin yerle bir edilmesi için Suudi Arabistan'a yönelik açık bir hamle girişiminin olacağıdır.

Yesrib'in harap edilmesi ile İstanbul'un fethi ve bunların savaş etrafında olması Rumlar ile Şam arasindaki savaş olarak belirtilse de, İbni Melek bu savaşın Türkler ile Araplar arasında olacağını söyler. Buna göre Suudi Arabistan'a saldıracak askeri gücün Türkiye olacağını söyleyebiliriz.

Hz. Ali r.h rivayetlerde "Türkler kaynağında bazı yerlerde Araplara saldirdiklarinda diye geçer, Hz. Mehdi ye hazır olun"  dediği söylenir. (İmam Suyuti, Müştak Baba)

Yine Türklerin hücumu veya saldırısı Arap Halifesinin ölmesi ile bağlantılı söylenmiştir. Bugün ifade edilmesede Mekke'nin Sahibi olan kimse o aynı zamanda Halife olarakta görülmektedir.

Hz. Mehdi ASM. Kutsal Emanetler ile zuhredecektir. Kutsal emanetlerde İstanbul da bulunmaktadır.

Şeyhü’l-ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri der ki "Hz. Mehdi ASM. Türkleri mağlup ederek ve İstanbul'a girer. İstanbul da ki melhame yani savaş budur.

Aynı savaşta Deccalin İstanbul'da zuhretmesi ise Hz.İsa ASM yeryüzüne tekrar inmesi ile de alakalıdır.

Hz. İsa ASM Şam da ki "Beyaz Mescide" ineceği soylensede hadislerde Şamdan kasid "Sol"dur. Aynı zamanda Deccali Hz. İsa ASM öldürecektir.

Demek ki Hz. İsa ASM ile Hz. Mehdi ASM İstanbul'da bulusacaklardir. O mescitte "Ayasofyadir".

Fenikelilerden beri  "İstanbul"a Sami dilinde - Mecma’ul Bahreyn - deniliyordu.  Bunun   Yunanca karşılığı ’Isthyme-pole’ yani iki deniz arası şehri’ demektir.

Hz. Musa ASM ile Hz. Hızır ASM karşılaştığı deniz kenarına  "İki Umman'in " karşılaşması anlamında Mecma’il-bahreyn’ (iki denizin birleştiği yer) denilmiştir.

Hz. İsa ASM ve Hz. Mehdi ASM gibi -İki Ummanda- elbette iki denizin birlesecegi yerde bir araya geleceklerdir.

Naim bin Hammada atfedilen bir rivayete göre ise Türkiye ile deniz yolu ile Filisitine ve oradan Suriye'ye gidecek donanmanın arasında bağ olduğu söylenir. Hatta rivayette bu donanmaya bu aklı Türklerin verdiği söylenmiştir.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

‘Mehdî bizden, Ehl-i Beyttendir. Allah onu bir gece salih kılar.’

İbni Mace 4085

Yani Allah onu İslam ümmetine komutanlık yapmaya uygun hale getirir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu:

‘Onların imamı salih bir adamdır’ ifadesiyle salih olmakla sıfatlamıştır.

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Rumlar, A’mak yahut Dabık’a inmedikçe kıyamet kopmaz! Onların karşısına Medine’den, o gün, yeryüzü ahalisinin en hayırlılarından bir ordu çıkar.

Rumlar:

−Bizimle bizden esir alanların arasını boşaltın da onlarla savaşalım, derler.

Müslümanlar:

−Hayır, Allah’a yemin olsun ki sizinle kardeşlerimizin arasını asla boşaltmayız, derler. Onlarla savaşırlar. Müslümanların üçte biri hezimete uğrar, Allah onların tevbesini asla kabul etmez. Üçte biri öldürülür, onlar Allah katında şehitlerin en faziletlileridir. Üçte biri de fethe devam eder ki onlar asla fitneye düşmezler. İstanbul’u fethederler. Onlar kılıçlarını zeytin ağacına asmış bir halde ganimetleri taksim ederken şeytan onların arasında sayha eder:

−Deccal ailelerinizin arasında çıkıp size halef olmuştur, der. Bu haber yalan olduğu halde onlar çıkarlar. Şam’a geldiklerinde Deccal zuhur eder. Onlar savaşa hazırlanıp safları düzeltirken namaza kamet yapılır.

Meryem oğlu İsa iner. Müslüman cemaate önderlik eder, hükmeder. Allah’ın düşmanı, onu gördüğü vakit tuzun suda erimesi gibi erir. Eğer İsa onu bıraksaydı kendi kendine helak olup gidene kadar eriyecekti. Lakin Allah Azze ve Celle onu İsa’nın eliyle öldürür de mızrağındaki kanı Müslümanlara gösterir’ buyurdu.”

Müslim 2897

Derleyen : Neslihan Dağcı