1991 yılında İrak Saddam Hüseyin'in Kuveyti işgaline karşı çıkmasına rağmen bölgenin bir stratejik güç kazanımı için destek veren FKÖ'nun bu tavrına Kuveyt nasıl cevap vermişti ? 400.000 Filistinli'yi sınır dışı etmiş ve Suudi Arabistan mali yardımları kesmişti.
Ne hikmetse Barış Sürecini başlatan da bu iki ülkedir.
Hangi pozisyonda bu süreci başlattıklarını bugün İsrail'in Suudi Arabistan kralını "Arapların Lideri" olarak takdim etmesinden anlıyoruz.
Yani Filistin üzerinde de bir güç var.
Bugün "İslam Teşkilatının" aldığı "Doğu Kudüs'ün" BAŞKENT ilan edilmesi kararının altında ne var sizce ?
"1999 yılındaki Şarm el-Şeyh memorandumunda nihai statünün belirleneceği tarih olarak belirlenen 13 Eylül 2000’e iki ay kala, 13 Temmuz 2000’de Arafat ve Ehud Barak ABD başkanı Clinton’ın ev sahipliğinde Camp David’de bir araya geldiler. Basına kapalı olarak yapılan görüşmelerde, İsrail’in şimdiye kadar Filistin tarafına verdiklerinin çok üstünde tavizler verdiği söylenmektedir. Ayrıntıları henüz tam olarak ortaya konmayan görüşmelerde Barak’ın, Harem-i Şerif’in yönetimini ve Doğu Kudüs’ün Filistin tarafına bırakılmasını; aile birleşimi kapsamında 80-100 bin mültecinin dönüşünü; B.Şeria ve Gazze Şeridinde 40 bin kişilik Yahudi yerleşim yerinin kapatılmasını; Gazze’nin tamamen, B. Şeria’nın ise %94’ünün boşaltılmasını kabul ettiği iddia edilmektedir. Buna karşılık, Arafat’ın İsrail’in D. Kudüs’ün bazı kesimlerinde egemenlik hakkını tanıdığı; Filistinli bütün mültecilere dönüş hakkı verilmesinin uygulanabilir olmadığını kabul ettiği; B. Şeria’daki üç Yahudi yerleşim yerini diğer bölgelerden toprak karşılığı İsrail’in mülkiyetine bıraktığı ileri sürülmektedir."
Dün ABD'nin bugün İslam Teşkilatının yaptığı şey sadece 1999 Şarm el-Şeyh memorandumunu hayata geçirmektir.
Tayip Gülmez

Yorumlar
Yorum Gönder