SE-LÂM

Royal Bank of Scotland kapanıyor. Gündem o kadar hızlı akıyor ki İngiliz Devletine ait bu bankanın kendini tasviye kararı duyulmadı bile. Halbuki  Royal Bank of Scotland  1934 yılında Türkiye'ye girmiş 83 yıl boyuncada kaynaklarımızı sömürmüştü.  Şimdi ait olduğu çöplüğe gidiyor...                                          ************ Şamil Tayyar, Türkiye'de tehlikeli ''Kemalist'' kesimin olduğunu bu kesime karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi... Ne kadar zekice bir tespit değil mi?  Hem Laik ol hem Kemalist sonrada  Kemalistler tehlikeli  deyi-ver ...                                          ************* Başkan yaptığı açıklamada ''Artık istedikleri an bizden hiç kimseyi alamayacaklar !'' dedi... Dı...

28 Şubat denilince aklınıza ne geliyor?   Benim aklıma neler mi geliyor? Susturulmaya çalışılan bir millet, bir fikir, bir insanlık...  Durdurulmaya çalışılan bir din ve milleti ile beraber toprağı yok edilmeye çalışılan adaletsiz bir sistem!  Peki ya darbeler?  Mağdur olan insanlar ve onların aileleri... İşte ülke olarak böyle dönemden geçtik ve hâlâ da geçmeye devam ediyoruz... Kapanmayan dosyalar bitmeyen davalar 28 Şubattan bizlere kalan.   Peki şimdi soruyorum sizlere!15 Temmuz'da darbeyle indirilmeye çalışılan bir devlet, tutuklanan darbeciler sonu gelmeyen suçlular, işte tam da bu kısır döngünün için de dönerken ihtiyacımız olan insanlar neden suçsuz yere hala tutuklanıyor?    Oysa ki ben 28 Şubat'ın bittiğini sanıyordum...Bugün hâlâ tutuklanan insanlarımız var!  28 Şubat Türkiye'nin alnına kara bir leke olarak geçmemişmiydi? Peki bu davalar nedir? Bu ülkeyi biz mi yönetiyoruz, yoksa bizleri yönetiyorlar mi ?  Sa...

Esselamu Aleykum Kardeşlerim ! Biliyorsunuz birkaç gün evvel Hayrettin SOYKAN 20 yıl sonra 28 ŞUBAT adaletiyle tekrar muhatap oldu ve silivri zindanlarına atıldı.Tabii muhafazakar kesimin rehaveti sayesinde belli bir yüzdelik dışında kimse duymadı duymak istemedi bile... Tam 28 ŞUBAT bitti derken 28 şubat zihniyeti suratımızın orta yerine bir tokat patlatarak kendimize getirdi. Bu tokatın acısıyla birkaç soru sormaktan  kendimi alamadım; YAHU 28 ŞUBAT BİTMEMİŞ MİYDİ? Çocukluğumuzda kalmamış mıydı  bu hortlak? Böyle  hezeyanlar içerisindeyken asıl şoka bizim kesimin rahatlığı ve vurdumduymazlığıyla girdim. Ağzımızı açınca sonunu hükümete bağlayanlar, ''müslüman  adam başımızda neyinize  yetmiyor be! '' gibi saçma sapan diyaloglar. Bu böyle  uzar gider her neyse...  YAHU hortlak çıktı  mezardan  hortlak! Bitti dediğimiz öldü dediğimiz zihniyet hortladı bildiğin anlayın artık! Farkındayız 28 Şubat'ın mücahidi şimdinin müte...

İnsanların amaçsız bir şekilde bir aşağıya bir yukarıya doğru yürümeleri anlaşılır birşey değil...Taksim böyle bir yer...ve ordaki keşmekeş hep başımı ağrıtmıştır... Bu sefer kanat takmış gibi yukardan dalıyorum bu kalabalığa... -Ya biraz öteye gitsene ! -Ayağıma basıcan kör müsün? -Arkadaş üstüme üstüme geliyorsun ? Birde ne göreyim ''Kör müsün?'' dediklerimin hepsi tanıdık simalar... ''Bu ünlünün burda ne işi var?'', ''A a a bu o film artisti değil mi?'' Böyle söylene söylene kalabalığın içinde gezinirken birden akın akın geldiklerini görüyorum...Meğersem ben bir yürüyüşün içine düşmüşüm...Koca koca ''pankartlar'' ne yazıyor diye bakıyorum üzerlerine... ''...........Özgürlük !'' O kadar öfkeliler ki  ve kararlı bir şekilde ayaklanma yürüyüş adına ne denilirse denilsin bu insan seli bir şey haykırıyor... Bende bu kalabalık içinde astronot gibi yürüyorum...                             ...

Basın Sözcümüz Canan Karahan ''Filistin'de Bir Gün'' adlı söyleyişimizi sizin için çözümledi. Öncelikle sizden Allah razı olsun. Böyle programlar oldukça çok mutlu oluyorum. Çünkü, İsrail’i bir kez daha rezil etmek ve Filistin’deki son gelişmeleri anlatma fırsatımız olduğu için mutlu oluyorum. Her şeyden önce Filistin’dekilerin selamlarını iletiyorum. Sert bir ablukaya rağmen direnen Gazze’deki kardeşlerinizin selamlarını iletiyorum. Filistin’in başkenti olan Kudüs’lü gençlerin selamlarını iletiyorum. Batı şeriadaki kardeşlerimizin selamlarını iletiyorum. Hepimizin ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’daki mücadele eden Filistin’li gençlerin selamlarını iletiyorum ve özellikle Gazze’deki annemle az önce konuştum. Oradaki ailemin selamlarını iletiyorum. Aslında Filistin bir saatte anlatılmaz.. Hatta bir günde, bir haftada, bir ayda, bir senede de anlatılmaz.  Konuşacağımız o kadar çok şey var ki zaman yetmez. Fakat sizlerin Filistin’i yakından takip ettiğinizi...

28 Şubat darbesinin ve sebep olduğu mağduriyetlerin bittiğine dair bir rivâyet var! Öyle diyorlar… Benim gibiler de, “Hayır bitmedi, 28 Şubat devam ediyor” diye-rek bazılarının ağzının tadını bozuyor. Hoş, kimsenin umurun-da olmadığı için ağzının tadı da bozulan yok. Yine de kıyıda köşede benim gibilerin vızıltısı rahatsız edici oluyor; muhatap-larımızda vızıltıyı duyacak bir kulak olmaları da bizim için şans! Tam, hadi, sizin güzel hatırınız için “28 Şubat bitti” diyeceğim ama 28 Şubat darbesi zırt diye kafasını köşeden çıkartıp nanik yapıyor; bakın şu arsıza! Ağabeyleri, ablaları, şu sizin bitti de-diğiniz 28 Şubat öylesine yüzsüz, şımarık çıktı ki, anlatamam. Lütfen şunu söylememe izin verin, 28 Şubat’ın arsızlığının, şı-marıklığının, yüzsüzlüğünün müsebbibi sizsiniz! Siz değerli bü-yüklerimiz 28 Şubat’ın kulağından çekip yediği haltların hesa-bını sormadınız o da, “nasıl olsa yaptığım yanıma kâr kalıyor” diyerek şımarmaya devam ediyor! “28 Şubat’ı bitireceğiz” diye iktidara gelen ...

   Sayın Sinami Orhan Beyefendi ile gerçekleştirdiğimiz  Başyücelik Devleti üzerine yaptığımız röportajı keyifle okuyacaksınız.   Sinami Orhan Kimdir?     1966 Sakarya doğumlu olan yazar, ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı ve bir üniversitenin İktisat bölümüne devam etti.      Yazarlık ve yayıncılık hayatına 1989 yılında çıkan aylık Ak-Doğuş dergisiyle başladı. Büyük ses getiren ve 12 Eylül sonrası İBDA dünya görüşünü kitleler nezdinde şahlandıran bu siyasî derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Yazdığı yahut yayınlanan yazılar sebebiyle birçok kez yargılandı ve camianın 12 Eylül sonrası cezaevine giren ilk mensubu olma şerefine erdi. Daha sonra Ak-Zuhur, Tahkim, Yeni Tahkim, Siyah Bayrak, Akademya, Furkan, İkideniz ve Aylık dergilerinde idareci veya yazar olarak yer aldı. Yazdıklarından dolayı dört kez daha cezaevine girdi ve böylece toplam üç yıl hapis yattı.      Haftalık Cuma dergisi ...