Basın Sözcümüz Canan Karahan ''Filistin'de Bir Gün'' adlı söyleyişimizi sizin için çözümledi.
Öncelikle sizden Allah razı olsun. Böyle programlar oldukça çok mutlu oluyorum. Çünkü, İsrail’i bir kez daha rezil etmek ve Filistin’deki son gelişmeleri anlatma fırsatımız olduğu için mutlu oluyorum. Her şeyden önce Filistin’dekilerin selamlarını iletiyorum. Sert bir ablukaya rağmen direnen Gazze’deki kardeşlerinizin selamlarını iletiyorum. Filistin’in başkenti olan Kudüs’lü gençlerin selamlarını iletiyorum. Batı şeriadaki kardeşlerimizin selamlarını iletiyorum. Hepimizin ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’daki mücadele eden Filistin’li gençlerin selamlarını iletiyorum ve özellikle Gazze’deki annemle az önce konuştum. Oradaki ailemin selamlarını iletiyorum.
Aslında Filistin bir saatte anlatılmaz.. Hatta bir günde, bir haftada, bir ayda, bir senede de anlatılmaz. Konuşacağımız o kadar çok şey var ki zaman yetmez. Fakat sizlerin Filistin’i yakından takip ettiğinizi biliyorum. Bunun için tarihi fazla konuşmak istemiyorum. Özellikle güncel olayları konuşmak istiyorum çünkü çok gelişme var. Maalesef şu an gündemde Filistin çok fazla konuşulmuyor. Çünkü Türkiye’nin gündemi çok dolu. Neden dolu olduğunu da biliyoruz. Sadece Türkiye değil, Orta Doğu’nun gündemi de dolu olduğu için Filistin’deki son durumlar konuşulmuyor. Bu yüzden biz de Filistin’li gençler olarak Dünya’da Filistin’i tekrar gündeme getirmeye çalışıyoruz, her zaman.
Kendimi Filistin’li olarak tanıttığımda Türkiye’deki bazı kardeşlerim bana şu soruyu yöneltiyor. “ Siz topraklarınızı işgalcilere sattınız” diyorlar, maalesef. Biz de çok şaşırdık nasıl böyle bir düşünce olabilir diye ama bu hassas konuyu Filistin’li gençler olarak nasıl anlatmalıyız diye toplandık. Bunun için araştırma yaptık ve baktık ki; siyonist lobisi kendisini haklı göstermek için böyle bir algı başlatmış fakat bunlar yalan! Bu durumu dedeme sordum; “Siz topraklarınızı sattınız mı?” diye. “kesinlikle hayır, torun. Biz tapularımızı bile gösterebiliriz. Bunların hepsi yalan, biz satmış olsaydık neden hala mücadele veriyoruz, şehit veriyoruz. Satmış olsaydık paramızı alır giderdik” dedi.
Filistin’de 1948’den önce ticaret amaçlı elbette yabancılara satılan topraklar oldu fakat bu oran %1 … Şu an İsrail Filistin’i ne kadar işgal ediyor? % 80!
Daha sonra 1948’de İşgalci İngiliz yurt dışından Yahudilere silah verdi ve onlara vatan verme sözü verdi. Onlara tüm gücü ve desteği verdiler. Daha sonra silah gücüyle ve katliamlarla topraklarını hızlı bir şekilde genişlettiler. Filistin’de birçok katliam oldu.
Şimdi Filistin’in başkenti olan Kudüs işgal altında. Kudüs çok önemli bir şehir olduğu için orada daha çok askeriye var. Kudüs şehrini Müslümansızlaştırmak amacı ile her gün yeni uygulamalar oluyor. En son ezanı yasakladılar. Tünel kazıyorlar. Çok ciddi anlamda tüneller büyük ve kimse ses çıkarmıyor. Diyorlar ki orada bizim mabedimiz, heykelimiz var. Halbuki yalan. Hatta Şeyh Raid Salah onlarla yüzleşerek dedi ki; “Sizin böyle bir iddianız varsa gelin tarihçilerinizle yüzleşelim ve halledelim”. Yahudiler bunları kabul etmedi çünkü hepsi yalan.
Trump’ın ziyaretinde, İşgalci İsrail başbakanı amaçlarını aslında şöyle açıkladı, “ Filistin toprakları, özellikle Kudüs şehri tamamen Yahudilere aittir ve öyle kalacak” dedi.
Şimdi diyorlar ki Kudüs şehri İsrail’in başkenti olacak ve Müslümanlara ait bir mabet kalacak Kudüs şehrinde, o da Kubbetü’s Sahra. Arkadaşlar çok önemli bir şey var ve maalesef bu hataya herkes düşüyor. Aksa’nın içinde Kubbetü’s Sahra. Kıble Mescidi de onun içinde. Onlar kazılarını Aksa’nın altında yapıyor amaç alanın çökmesi.
Diğer uygulamaları ise, Kudüs şehrindeki Müslümanlara çok büyük para cezaları uygulanıyor. “Eviniz gayri resmi bir yerde inşaa edilmiş, 30.000 dolar ödeyeceksiniz ve evinizi siz yıkacaksınız. Eğer böyle yapmazsanız hepinizi tutuklayacağız ve evinizi biz yıkacağız.” Diyorlar.Biz bunu her yerde anlatıyoruz ama siz sahip çıkmazsanız Allah bunu soracak.
Şu anda Kudüs’te sadece akşam ve yatsı ezanını yasaklamadılar ama birkaç gün sonra onları da yasaklayacaklar. Ezan okuyan müezzinler tutuklanıyor ve maalesef camii kapanıyor.
Şöyle, Cuma namazı için ayrı uygulama var. İsteyen herkes kılamıyor. Sadece 40 yaş üstü kılabilir.
Sürekli Kudüs şehrinden Müslümanlara çağrı gönderiliyor.. Fakat Müslümanlar liderler neredeler, gerçekten her gün soruyoruz.
Kudüs toprakları Kur’anda zikrediliyor, sahabelerin kabirleri bulunuyor. Çok kutsal topraklar. Filistin bu yüzden sadece bizim değil tüm Müslümanların davası.
Batı Şeria’dan söz edersek; her alanda kontrol noktası bulunuyor. Müslümanları bezdirmek için ama sizin Gazze’li kardeşleriniz hiçbir zaman davasından vazgeçmedi, vazgeçmeyecekler Allah’ın izniyle. Ben Gazze’liyim ve yaklaşık 2006’dan beri Gazze abluka altında. 2006’da seçimler olmuştu ve seçimlerde Hamas kazandı. Bu yüzden dünya laik sistemi bu sonucu beğenmedi. Hamas da bir hükümet kurdu fakat bunu beğenmediler ve anlaşma yapmaya çalıştılar.
Hamas’a dediler ki; “seçim sonuçlarınızı tanıyabiliriz ama şartlarımız var, 1- silah bırakacaksınız, 2- İsrail’i tanıyacaksınız. 3- Mısır’daki yönetimle çalışacaksınız, onlarla bir araya geleceksiniz vs ” .. Hamas bunu kabul etmediği için cezalandırdılar. Hamas’ın merkezi olan Gazze’yi abluka altına aldılar ve tüm sınır kapılarını kapattılar. Böylece Gazze’ye yardımlar gelemedi ve ilaçsız kaldı, elektriksiz kaldı.
Gazze’den çıkmaya çalıştık fakat Gazze ile Mısır arasında bir sınır kapısı var. Çok zorlandık, mesela ben bir buçuk hafta o kapıda bekledim… Türkiye’ye gelip eğitim görmek için… Çünkü biz sadece silahla savaşmıyoruz.
Gazze’de durumlar şu an çok zor. Annemle konuştuğumda “sen gitmeden evvel durumlar daha iyiydi” diyor. Gaz ve elektrik olmadığı için annem ateşle yemek pişiriyor. Velhasıl ben şöyle düşünüyorum, Gazze çok küçük bir yer. İki Milyon kişi yaşıyor. Çok az ve ben soruyorum, iki milyon kişiye dünya yakıt veremiyor mu? İki milyon olmasın beş milyon olsun ne olacak. Yardım gönderin.
Gazze’de şu an beş bin aile çadırda yaşıyor ve geçen kış bir çok bebek soğuktan öldü. Bu durum tüm İslam coğrafyasında oluyor evet ama herkes kendi görevini yerine getirdiği zaman, davamız için çalıştığımız zaman davamızı kazanırız. Ayrıca Filistin davası herkesin davasıdır. Hepimiz çalışmalıyız. Filistin’i her yerde anlatmalıyız. Ben nereye gidersem Filistin’ i anlatıyorum Sadece Filistin’li olduğum için değil, Müslüman olduğum için. Ben Filistin’de de her zaman Türkiye’yi anlatıyorum.
Sorularınıza geçmeden evvel son olarak söylemem gereken şey varsa da o da şu; Filistin’liler sizi çok seviyor. Türkiye Filistin’li kardeşleriniz için çok önemli bir ülke. Türkiye’nin kaderi Filistin’in kaderine bağlı. Türkiye ne kadar azimliyse, istikrarlıysa Filistin için çok olumlu oluyor. Evimizin kapısına kadar Türkiye’nin yardımlarını gördük. İyi olduğu dönemde de, zor döneminde de Türkiye’nin yanındayız. Hiç unutmam, 15 Temmuz’da Filistin’de herkes sabaha kadar sokaklardaydı. Allah bizim memleketlerimizi korusun.
Bizim daha çok manevi yardımlara ihtiyaçlarımız var. Sırtımızı koruyacak kişi lazım, arkamızı bıçaklayacak kişi değil.
Yorumlar
Yorum Gönder