Üstadın dediği gibi 'Son dört-beş asırdır içine hapsedildiğimiz' bir zindan içinde, 'yapamamanın, edememenin, erişememenin,
üstelik erişmekten alıkonulmanın muazzam zindanı' içindeyiz...
'Biz yanlız onları görmeye memuruz, dışarıyı göremeyiz, bu zindanın zarını yırtamayız. Hergün bu zarın üstüne bir zar daha
çekilir ve biz böyle gideriz.'
'Bu zindanı açmanın bu zindanın kapısını aralamanın tek çaresi, bize onu hediye eden, bir külah gibi giydiren, sahte kahramanları
anlamaktır. Sahte kahramanları anlamak içinde gerçek kahramanlar üzerinde bir fikir sahibi olmamız lağzım...'
Bizim 'Kahramanımız' belli !
SİYASET - YALAN - MANİPÜLASYON
1930 tarihine kadar götürülen o günden bu yana Hitler ve Staline dayandırılan 'Bürokratik Manipülasyon' aletine dönüşen
'YALAN' bugün siyaset sahnesindeki bütün 'politikacıların sahsiyetinin' en büyük emaresi olarak karşımızda durmaktadır.
Hakikatin olmadığı türlü alavere dalaverelerin döndüğü ve bunlar üzerine kurulan bir yaşam alanında 'İnsaoğlunun' yazmış olduğu
tarihte dolayısı ile koca bir yalandan ibaret.
Ne diyor Üstad;
'Politikacı ne kadar adam toplar, kandırabilirse başka politikacılar nazarında o kadar kahraman...'
* * * *
Abd başkanı Roosevelt 1912 yılında konuşma yaptığı sırada gözlük kabını ve 50 sayfalık konuşma metnini delip geçen bir kurşunla
göğsünden vurulur. Tıbbi müdahale yapılması gerekirden Roosevelt göğsünde kurşunla 90 dakikada konuşmasını tamamlar...
Göğsünde kurşunla 90 dakika konuşma yapan bir politikacının seyirciler nezdinde nasıl bir kahramana dönüştüğünü tahayyül etmek
zor degil...Halbuki Roosevelt usta bir avcıdır. Sürekli Afrikada saferilere katılan başkanın koleksiyonunda binlerce
hayvan olduğu bu parçalardan ancak birkaç gün içinde bir müze hazırlanabileceği bile söylenmektedir. Tecrübeli bu avcı öksürüğünde
kan olmadığını görünce kurşunun göğüs boşluğuna ulaşmadığını anlar ve konuşmasına devam eder...
Bu usta avcı başkan, kendisi için düzenlenen bir av partisinde 'Ayının' bulunduğu yerde beklemekten sıkılarak 20-30 civarı köpeği bırakarak gider.
Biraz sonra köpeklerin parçalama sesi duyulur. Partiyi duzenleyen ev sahibi Roosevelt'e avın bulunduğu yere hemen gitmesini söyler. Köpekler Ayı yavrusunu hırpalamış
hayvanı kan revan içinde bırakmıştır. Roosevelt'in arkasından gelen gazeteciler hayvanın kan revan içindeki durumunu görünce kendisine dönerler, Roosevelt hayvanın
salınmasını söyleyerek ne kadarda merhametli olduğunu göstermek ister. Böylelikle binlerce hayvan parçasından oluşmuş koleksiyonunu gözardı ettirir.
Görüldüğü üzere Roosevelt tecrübeleri sayesinde olumsuzluklardan kendi namına tecrübelerini konuşturarak menfaat devşirebilen bir politikacıdır
Ve bu tür politikacıların da baş mimarı!..
* * * *
Bir spor etkinliği için 7 milyon, Rod Stewert konseri için 3,5 milyon, Cuhs World geçit törenine 5 milyon, Dünya Gençlik Gününe 5 milyon, Kumbh Mela Festivaline
30 milyon insan katılırken, bugüne kadar hiçbir siyasi miting katılımı caneze törenleri hariç bu sayılara ulaşamamıştır. Humeyni'nin cenazesine 10 milyon insan katılırken
Nasır'ın cenazesine 5 milyon insanın katıldığı söylenir...
Genel nufusun o dönemler için 40-50 milyonu aşan rakamı hesap edilirse, kendi ülkelerine 'Kahraman' diye yutturulan bu politikacıların cenaze törenlerine
şöyle böyle zoraki katılım oranlarıda düşünülürse, coğunluğun iktidarı, çoğunluğun politikası, politikacısı diye birşey olmadığı görülür...
* * * *
Breazilya devlet başkanı Getulio Dornelles Vargas, 1937 yılında döneminin bitmesine bir yıl kala 'Ulusal Tehdit' türünden bir uydurma ile anayasayı askıya alarak
iktidarda kalamaya devam etmiştir.
Ferdinand Marcos ise 1973 yılında basit yalanlarla arkasına kitleleri takmış ve devletin gücünüde alarak hep lider kalabilmiştir.
'Büyük kitleler büyük yalanlara küçüklerinden daha fazla kulak verir ve kurban giderler.' Hitlere ait bu söz 2.Dünya Savaşından sonra
Amerika tarafından çekilen 'Yalan' adlı filmin başlangıcında verilir. Filmde Stalin Hitlere, Nazilerde Komünistlere benzteilir. Bu filmle komünistlerin naziler
olduğu intibası verilerek Amerikan Halkı 'Soğuk Savaş'a ikna edilir.
* * * *
Abd'li Siyaset Bilimciler 'Politikacıların' 'Yalana' başvurma nedenini 'Ulusal Kriz' çıkarmaya bağlıyorlar. Bu dönemlerde çok geniş yetkilere sahip olabildiklerini
belirterek 11 Eylül 2001 'İkiz Kulleler'e yapılan saldırıda George W.Bush'un halk desteğinin %90'na kadar çıktığını söylüyorlar. Yapılan araştırmalara göre o güne
kadar Bush'un aldığı en büyük halk desteği buydu. O dönemde Anayasal dengenin ve denetlemenin azaldığı, mahkemelerin başkanın kararlarını sorgulayamadığı, aylarca
Bush'un sorgusuz sualsiz açık çek kullandığını belirtiyorlar.
Trump'un 1205 kez yalan söylediğini tespit edenler, 'Meksikaya Duvar' inşa etme iddiasının 'Ulusal Kriz' çıkarma çabasına bağlıyor.Siyaset Bilimciler bu kadar 'Yalana'
rağmen Trump'un bir sonraki seçimleride kazanacağını söylüyor.
* * * *
BİZE DOĞRU GELEN 'YALANLAR'
*Yahudilerin her yüzyılın başında bir araya gelerek 'Dünyayı ele geçirme planı' yaptıklarını Rus Gizli Polisi uydurmuştur.
*Amerikalıların Japonların 'Pearl Harbour'a saldıracaklarını bilmediği söylenir. Halbuki Roosevelt saldırıyı biliyor ve bunu savaşa girmek için
bir bahane olarak kullanıyor.
*Normandiya çıkarmasının Nazilere karşı 2.Cephe açarak Rusları korumak için yapıldığı söylenir. Gerçekte ise 'Müttefik Devletler' Ruslardan önce
Almanya'yı işgal etmek istemişlerdir.
*Abd'nin kitle imha silahları bahanesi ile Irak'a demokrasi götürmek için Irak'ı işgal etti yalanın altında yatan gerçek ise, bölgede 'Üs' kurmak
enerji kaynaklarını kontrol etmek istemesiydi.
*Görünüşte Humeyni 'İran'da 'İslam İhtilali' yaptı, gerçekte ise Abd başkanı Carter bu fikri destekliyordu. Yani İran İslam Devleti kukla bir Abd yapımı devlettir.
DEVAM EDECEK
*Sahte Kahramanlar (Üstad Necip Fazıl Kısakürek)
*The Greastest Lies ın History (Alexander Canduci)
Neslihan DAĞCI
Yorumlar
Yorum Gönder